İlk Yıllarında Girişimcilerin Sıkça Yaptığı 8 Hata

Kendi işini kurmak birçok çalışanın hayali. SecretCV’nin geçtiğimiz yıl yaptığı bir araştırmaya göre şu an başka bir firmada çalışanların %85’i kendi işini kurmak istediğini belirtiyor. Bu nedenle birçok kişi iş hayatında belli bir noktaya geldikten sonra ya da iş hayatına atılmadan önce kendi girişimini kurmak için kolları sıvıyorlar.

Girişimciler, kendi işlerini yapmanın verdiği heyecanla bazen küçük detayları atlayabiliyorlar ve tabii ki bu küçük detaylar girişimlerine zarar verebiliyor. Birçok girişimci, ilk bir yıl içinde benzer hataları yapıyor ve bu hatalar işlerin büyümesini zorlaştırırken, kimi zaman ise girişimin sonlanmasıyla sonuçlanabiliyor. Bu nedenle girişimcilerin dikkat etmesi gereken bazı konular söz konusu.

Girişimcilerin ilk yıllarda sıkça yaptığı hatalar

Birden çok ortakla beraber şirket kurmak

Yakın arkadaşlarla şirket kurma fikri her zaman konuşulur ve hayali sürekli kafalarda dolaşır; ancak iş hayatı devreye girdiği zaman arkadaşlık konusu geri planda kalabiliyor. Bunun yanı sıra 4-5 kişilik bir şirket kurulduğu zaman kişi başına düşen hisse miktarı %20-25 civarında değişecek ve bu da kazancın bölünmesine sebep olacak.
Ayrıca birden çok kişinin ortak olması işleri yavaşlatacak ölçüde, yani yarardan çok zarar getirecek farklı fikirlerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bir taraf büyüme planının farklı olmasını düşünebilir, başka bir taraf büyümeye odaklanmadan ilk önce işleri tam anlamıyla yoluna oturtmaktan ve sistemi kurmaktan bahsedebilir. Bu örnekler çoğaltılabilir. Burada önemli olan nokta çok fazla ortak olmasının farklı kafalardan farklı fikirlerin çıkmasına neden olacağıdır ve tabii ki bu kadar çok farklı fikir varken ortada, işleri ilerletmek de oldukça zor olabilir.

Çok fazla ortak iyi değil; ancak tek başına girişim kurmak da iyi değil

Evet, birden çok ortağın olması iyi bir fikir değil başlangıç için; ancak tek başına bu yükün altından kalkmak da çok kolay olmayacak. Bu nedenle iki ortak olarak yola çıkmak oldukça makul; çünkü bir kişi tüm işlerin altından kalkamadığında diğer kurucu ortak işlerin sorumluluğunu alabilir.

Bunun yanı sıra iki ortak, iyi oldukları işlerin sorumluluğunu alarak iş paylaşımında bulunabilirler. Bu durumun oluşması için ortakların yetenek ve bilgi alanlarının da birbirinden farklı olması gerekiyor; çünkü aynı konuda iyi olan iki kişinin izlemek isteyecekleri yol farklı olacağı için, bu durum girişimin zararına olabilir. Girişimi kurarken, yanınıza alacağınız kurucu ortağın yeteneklerini ve bilgi alanlarını bilmenizde yarar var.

İşe yaramayan bir fikrin, gereğinden fazla üstüne düşmek

Çok iddialı bir fikriniz var, bunu hayata geçirmek için işinizden ayrıldınız ve kendi girişiminizi kurdunuz; ancak işler istediğiniz gibi gitmemeye başladı. Başarının anahtarı pes etmeyip, işin sonuna kadar peşinden gitmek olsa da bazen durmak ve bu yola farklı bir şekilde çıkmayı gerektirebilir. Bu nedenle girişimciler bazen inadı bırakıp fikirlerinin işe yaramadığını kabul etmek durumunda kalabilirler.
Tabii ki girişimcilerin burada dikkat etmesi gereken konu, fikirlerini test etmeden önce ellerindeki işi bırakmamaları. Çünkü işler beklendiği gibi gitmediği takdirde maddi sorunlarla karşılaşmamak için ellerinde başka bir alternatif bulunması kimi zaman hayat kurtarıcı olabilir.
Eğer bir fikir işe yaramıyorsa, beklenen pazar yoksa ve kar getirmeyecekse, farklı bir proje üstüne gidilip, onun için çalışılabilir. İş modeli değiştirerek pivot yapılabilir.
Tek bir fikre bağlı kalmamak bir girişimcinin ufkunu genişletebilir.

Basının karşısına çok erken çıkmak

Girişimin reklamını yapıp, basında duyurmak şirketin daha büyük kitlelere hitap etmesi için olmazsa olmazlar arasında yer alıyor. Ancak girişiminiz buna hazır değilse, basının karşısına çok erken çıkmak sizi zor durumda bırakabilir.
Basının karşısına çıkmadan önce iş modelinizin oturmuş olması, gerekli altyapı sistemleri sağlam bir şekilde kurulmalı ve sattığınız ya da sağladığınız hizmetlerin tedariğinin elinizde olması gerekiyor. Aksi takdirde basın aracılığıyla ulaşacağınız kitleye yeterli hizmeti hizmeti sunamayabilirsiniz.
Ayrıca basın aracılığıyla yatırımcıların da dikkatini çekeceğiniz için eksik ve düzgün çalışmayan bir iş modeli, yatırım kapılarının da yüzünüze kapanmasına neden olabilir. Reklam ve pazarlama için aceleci davranmadan ilk olarak önceliklerinizi belirleyerek, iş modelinizi geliştirmeye odaklanmalısınız.

Açgözlü, fazla hırslı olmak ve beyaz yalanlar söylemek

girişimcilerin yaptıkları hatalar
İşinize oldukça güveniyor olabilirsiniz ve bu takdir edilesi bir durum olabilir; fakat fazla hırslı ya da açgözlü olmak şirketinizin geleceği için pek iyi olmayabilir. Girişiminiz yatırım aşamasındayken yatırımcıların önerdikleri teklifleri ardı ardına geri çevirip, daha fazla para gelmesini beklemek ve hırs yapmak istenmedik sonuçlar doğurabilir.
Foursquare’in Facebook’tan 2010 yılında 150 milyon dolar yatırım alabilecekken, sonrasında ikinci turda 20 milyon dolar yatırım alması veya video girişimi Qwiki’nin 100 milyon dolarlık teklifi geri çevirmesinin ardından Yahoo tarafından 50 milyon dolara satılabilecek olması bu durumun en güzel örnekleri arasında yer alıyor.
Eğer satın alma konusunda gerçek bir fırsat varsa ortada ve iş modeli olarak devrim yaratacak yeni geliştirmeler yapmayı planlamıyorsanız fazla hırslı veya açgözlü olmamakta yarar var.
Hırsın yanı sıra beyaz yalanlar da şirkete zarar verir. Basına veya yatırımcılara şirket hakkında yanlış bilgiler verilmesi ileride olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Belli bir yatırım peşinden koşuyor; ancak doğruyu söylemiyorsanız, yatırımcıların yapacakları araştırmalar sonucunda verdiğiniz yanlış veriler ortaya çıkabilir ve bu da şirketinizin itibarını zedeler. Bu tip beyaz yalanlar çoğunlukla günü kurtarır; ama sadece şirketin dibe vurmasını geciktirir.

Çok fazla etkinliğe katılıp, network için uğraşırken, işleri aksatmak

Networking özellikle yeni girişimciler için oldukça önemli. Bu sebeple birçok kişi sektördeki önemli etkinlikleri sürekli kovalar ve burada yeni insanlarla tanışıp kendi networklerini oluşturmaya çalışırlar. Evet, bu önemlidir; ancak bir girişim kurmak ve onu ayakta tutmak oldukça meşakkatli bir iştir ve beraberinde getirdiği belli bir iş yükü bulunur. Sürekli networking için vakit harcamak işlerin aksamasına neden olabilir.
Eğer böyle bir çevreye ihtiyacınız varsa, ya işlerinizin bir kısmını yapacak birini işe almalı ya da sadece belli organizasyonlarda yer almalısınız. Sonuçta elinizde başkalarına sunacağınız bir iş olmadan, sahip olduğunuz network’un çok da bir manası kalmaz.


Çok erken yatırım almak

Şirketin kurulma aşamasında, iş modeli henüz daha tam oturmadan yatırım almak beraberinde birçok sorumluluğu beraberinde getirebilir; çünkü bir yatırımcının olması şirkete bir ortak daha gelmesi anlamına geliyor. Böyle olduğunda aldığınız yatırımla beraber sorumluluğunuz artarken, yaptığınız her iş için rapor hazırlamanız gerekecek ve yatırımcılarla sürekli olarak toplantılar düzenlemeniz gerekecek. Bu da üstünüzde olan baskıyı artıracağı gibi kendi kararlarınızı uygulama konusunda sizi sıkıntıya düşürebilecek bir durum.

Sabırsız olmak

Kendi işini kurup para kazanmanın hayalini kurmak oldukça güzel; ancak bu konuda sabırsız olmamak gerekiyor. Her işin kendine ait bir büyüme ve olgunlaşıp pazara açılma süresi vardır ve bir an önce para kazanmaya başlayıp, yatırım almayı hedefleyerek sabırsız davranmak şirketiniz için olumsuz olabilir.
İlk önce şirketi açarken yaptığınız harcamaları ve borçları temizleyip, işinizin sürekliliğini sağlamalısınız. Sürekliliğin ardından, benzer girişimlerin izledikleri stratejilerden yola çıkarak yeni hedefler koyulmalı. Tabii ki farklı sektörlerle kıyaslama yapılmaması gerekiyor; çünkü her işin ve sektörün dinamiğinin farklı olması şirketlerin büyüme ve gelişme hızını etkileyecek.